27 Aralık 2010 Pazartesi

kişisel

Ya ben bu blog olayından sıkıldım. Aslında iyi oluyor, çünkü kendime dair “belge” bırakmak hoşuma gidiyor. Ben kendimi okumayı severim, geçmişi unutmayı ise hiç sevmem. İkisi bir olunca samanlık seyran aslında. Fakat istediğim gibi yapamıyorum.

İşimin gücümün blog olması lazım. “Yani bütün işim gücüm yazmak olacak” :) Çünkü o kadar çok şey geliyor ki aklıma, kendimi olduğum gibi aktarmakta sıkıntı çekiyorum. Kaldı ki, ne kadar uzatırsam o kadar okunmayacak – şimdi çok okunuyor da, o yüzden bu endişe...!

O kadar anahtar sözcük yazmıştım kendime, onları düşündüğüm an gerçekten yazmak da istemiştim, fakat şimdi hiç içimden gelmiyor. Onlar o zaman düşünüldü bitti çünkü, üstünden tonlarca su aktı gitti, şimdi hiç yazasım gelmiyor.

*
Az önce evde börek yaparken tüm ailemi anmış oldum, sonra da “bir börekle herkesi aradan çıkardım” diye kendime güldüm.

Patatesli-kıymalı börek yapıyor olmak bana anneannemi hatırlattı, o öyle yapardı.
Dayım o böreği çok severdi.
Anneannemi anınca dedemi anmaman mümkün değildi.
Böreği tencerede yapınca, yengemi anmak kaçınılmazdı.
Nitekim, kuzenim de yufkayı tavada çeviriverir iki dakkada gözleme yapardı.
Böreğin içini fazla yapmak tam da annemin yapacağı bir iş öte yandan...
Hahaha babam olsaydı “Gözümün önüne koymayın şöyle şeyleri” diye söylenirdi yine.

Böyle böyle mutlu oldum, içim ısındı.

Benzer bir iç ısınmasını sabah da yaşadım, bunu da mutlaka kaydetmeliyim.

Ofisteydim, saat herhalde 10 gibi bir şeylerdi, odamdan duydum ki gelen kişi Gökçe Hanım'ı soruyor. Baktım, bana minik bir çam gelmiş. Canlı ama küçük, minyatür çam. İçinde de güzel bir not yazıyor. İlter göndermiş, o kadar çok sevindim ki anlatamam. İlter’e telefon edemedim sevinçten, çünkü konuşsam ağlardım. Çünkü bunun çok büyük bir simgesel anlamı var. Çiçek gönderen ve içine not yazan bir İlter için iki yıldır bekliyordum ben.

Daha bunun sevinci geçmeden, öğleden önce bir ara, sekreter Züleyha Abla “Göksun bahşişle gel” diye seslendi bana. Yine çiçek, yine not, yine İlter, bu sefer orkide :) O kadar da güzel ki. Şaşkınlık ve sevinçten ağzımı kapatamadım bir süre.

Olay çiçek değil. Çok daha önemli ve güzel bir şey. Bütün romantizmiyle birlikte, bir tür “sonuç alma.” Önemsendiğini gözünle görme elinle tutma. İlter aslında bana çiçek değil, kendime olan güvenimi ve eski güleryüzümü gönderdi. Hiç yapmayacağı şeyleri sırf ben görmek istediğim için yaptı, o gönderdiği şeyler 3-5 liralık bitki değil benim sabrım ve emeğimdi.

Yani çok feci sevindim.

Umarım devamı gelir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder