5 Nisan 2013 Cuma

beş mi nisan?

aslında sadece geçen seneki yazıyı paylaşacaktım. fakat aradaki zamanda çok şey oldu; mesela artık bir kandıra baromuz mevcut.

pek yazasım yok aslında. bunları çok konuştuk.

geride bıraktığımız yılı, güncel iki örnekle özetleyebiliriz.

çarşamba günü enver aysever'in programını izlediniz mi? efkan bolaç vardı. vallahi efkan abi (tanışmıyoruz ama kendisini abiliğe uygun gördüm, bence itiraz etmeyecektir.) enver aysever'i iyi dayandı da dövmedi. başkası olsa kuru soğan gibi yarmıştı kafasını. o derece bir ağır tahrik vardı, düşünün.

enver aysever'in soruları, tipik "düz adam" soruları olarak başladı. hasbinallah çekerek izledim ama iyi niyetimi o an halen koruyordum; neticede gerçekten "düz" olan çok fazla insan var. yok efendim çhd'nin suriye'de ne işi var, yok avukat terörist olamaz mı, vay efendim 11 kapı da neymiş...

fakat bir noktada, artık eeeh diyerek küfürlerimin önünü alamadım.

efkan bolaç: terör suçundan şu an cezaevinde olan insan sayısı, tüm dünyada toplam 35bin. bunun 8 bini türkiye'de.
enver aysever: o zaman türk yargısı işini iyi yapıyor.

bu artık ne iyi niyet, ne düzlük, ne cehalettir. kendisine siyaset bilirkişisi diyen adamın cnn türk'te bu yorumu yapması, sadece toplum mühendisliğiyle açıklanabilir. ki bu da yeteri kadar mide bulandırır zaten.

diğer örnek, milli akıllılarımız ile ilgili.

akıllı oldukları önkabulüyle kendilerine memleket emanet edilenler ortada. ki en az birinin, çalışanının maddi-manevi haklarını pek dikkate almayan bir avukat olduğunu şahsen biliyorum.

demek ki bunlar taltif ediliyor.

ya bırakın allaşkına ya, ne avukatı ne günü. 5 nisan dediğiniz, patronlara kendilerini "gün sahibi" hissettirmekten başka bir işe yaramıyor gözümde. lütfen kusura bakmayın.

buyrun şu da geçen seneki yazım: http://koridorda.blogspot.com/2012/04/5-nisan-savunma-ozgurlugu-gunu.html

iyi günler,
göksun.