21 Aralık 2010 Salı

Borçlar Kanunu tasarısı

2 yıl önce yazmış ve bir köşede unutmuşum...
*
Borçlar Kanunu, mevcut tasarısı hakkındaki bazı haberlerin şöyle olduğu bir kanun:

- Ev sahibi konutu kiracıya kullanıma hazır bir şekilde teslim etmekle ve sözleşme süresince aynı durumda bulundurmakla yükümlü olacak.

Tamam çok güzel de, kira hukukunun mevcut halinden bu sonucu halihazırda çıkarmıyor olmak pek zor. Adım adım gidelim:

1. Kira bir sözleşmedir.

2. Sözleşmeye konu olan şeyi (ürün, mal, hizmet, kiralanan...) sözleşmenin ifasına hazır bulundurmamak ya da eksik/yanlış ifa başlı başına bir sözleşmeye aykırılık halidir.

3. Sözleşmeye aykırılık halinin seksen bin tane hukuki sonucu vardır ve bu gerçek, hukukun a'sıdır b'sidir.

Bu yeni madde tamamen kağıt israfı, iyi ki söylediniz yani sayın kanun koyucular, tebrikler.

Her hukuki durumu teker teker saymak, son derece "sınırlayıcı" bir davranıştır. Her tür sözleşmeye aykırılık için ayrı ayrı yaptırım maddesi düzenlenecekse, eskaza düzenlenmeyen aykırılık durumunda bittik, artık anlatırız derdimizi "ama ama ama hukuk mantığı, borçlar hukuku sistemi, ilkeler filan... olmuyo mu öyle..." diye. Hakim ise bize "Olmaz öyle canım maddelerle gel" der.

- Aynı maddenin devamında geçen: "Sözleşme süresince aynı durumda bulundurmak"

Bu yanlış bir ifadedir, doğrusu "sözleşme süresince aynı nitelikte bulundurmak" gibi bir şey olmalıdır. Zira mevcut hali itibariyle bazı cevval evsahipleri, belki bazı meslektaşlarımız ve hakimlerimiz, "Biz evi on numara teslim ettik kiracıya, bozmadık hiç, gerisi artık onun bileceği iş..." şeklinde bir iddiada bulunabilirler. Yok öyle bişey sayın seyirciler. Zarar vermemek başka, iyileştirmek başka. Evsahibi eğer evi -misal- boyalı olarak kiraya verdiyse, o evin boyası geldiğinde yine boyatmak zorunda arkadaşım. Niye ben veriyorum parasını, 2 sene sonra çıkacağım evin? Farklı kavramlar dedik evet, zarar vermemek bana, iyileştirmek sana düşer.

Kusurum varsa bana zaten rücu edersin. Gerçi onun için açık hüküm yok, o da genel prensip ama olsun.

- Ev sahibi sözleşme imzalandıktan sonra konutta ortaya çıkacak ayıplardan da sorumlu tutulabilecek.

Yapma yaa... Allah devletime zeval vermesin, hukukta böyle çığırlar açan, olmayanı olduran devletimi Allah başımdan eksik etmesin.

Çocuk mu kandırıyosunuz pardon, böyle bir şeyin zaten olduğunu bilmeyen bir sürü kiracıya sanki orijinal bişey yapmış gibi şirinlik göstererek? Sayın kiracılar, yemeyin siz bunu, bu zaten var, olmaz olur mu allasen? Yani nasıl olmaz, "Dostum İzmirli demişsin ama bu kız zenci" durumlarında biz kiracılar öyle çaresiz, harap ve bitap halde oturmak zorundaydık zaten bugüne kadar. Arkadaşım, "Yalıtımı bilem var" denen bir evin duvarlarında nem mantarları varsa sen gider ümüğüne basarsın o evsahibinin. Kimse yeni bişey icad etmiş gibi hissetmesin kendini.

- Kiracı bu ayıptan dolayı gördüğü zararı, yargı kararı olmaksızın kira bedelinden düşebilecek.

Hayır yani bu maddeyi koyanların arasında sayın hocalarımız Prof. Burcuoğlu var, Prof. Eren var, gerçekten değerli bir kurul hazırlıyor tasarıyı. Kurul çalışmaları esnasında dalga filan geçiyorlar herhalde tasarıyı bekleyen vatandaşla. Bugüne kadar, mahkemeye "Banyo tuvalet tesisatı tamamen yalan durumdaydı, alt kata su akıtıyordu, tüm yeri kırdırıp yeniden dizdirdim, 1500 TL masraf ettim, bu bedelin bu ay ödeyeceğim kiradan düşülmesini saygılarımla arz ve talep ederim." diye dilekçe yazmış veya görmüş bir kiracı veya avukat arkadaş varsa parmak kaldırsın.

Böyle durumlarda evsahibini arar deriz ki "Sayın evsahibi ben bu ay kirayı şu kadar eksik ödüyorum sebebi de budur." Evahibi kabul eder ya da etmez, orada bizim söylemimiz bir izin değil haber niteliğindedir, "Adamcağız 3000 beklerken 2000 TL aldı, kirayı kafadan düştüm sanmasın, sebebini söyleyelim" mahiyetinde bir haber vermedir. Kabul ederse ne ala, etmezse kendi bilir, dava açsın, siz de faturanızla gidin mahkemeye, olaylar gelişsin. Nedir bu Amerika'yı yeniden keşfetmişlik.

- Kiracı, evde yaptığı değişikliğin yarattığı değer artışını evsahibinden talep edebilecek.

Edemeyecek miydik hocam? Olur mu öyle şey? Ben adamın pencerelerini PVC yaptırıp bi de hediye mi bırakıcam? Güzelmiş. bu PVC'nin ya da ne bileyim mutfak dolaplarının filan benden sonraki kiracıya yansıtacağı fazlalığı bana mı vercek evsahibi?

Kaldı ki bir kere kapı gibi sebepsiz zenginleşme hükümleri, olmadı vekaletsiz iş görme hükümleri var. Ama yok illa böyle madde koyucaz gözümüzün gördüğü yere. Sonra efendim "hukuk eğitiminin kalitesizliği..." Sen her yere her şeyi koy, hiç arada bağ kurdurma, sonra efendim "E bu yeni nesil hukuk sistemini bilmeden yetişiyor." Bilmez annem. Böyle olmaz çünkü. Sayın hocam, siz kendi yetiştirdiğiniz hukukçulara "bak sen göremezsin ama ben senin gözüne sokayım, böyledir bu, bilmezsin sen" deme ihtiyacındaysanız bu bizim ayıbımız değil. hatırlatayım.

- Kiracı konuta kasten zarar verise ya da komşular için çekilmez olacak davranışlar sergilerse sözleşme hemen feshedilebilecek.

Oh my God. Bu ne şimdi? Kasten zarar verme zaten kanıtlanması zor bir mesele, ama dersin ki efendim işte bakın evin duvarları yıkılmış dolaplar sökülmüş filan... Somut bişeyler gösterebilirsin, kastı kanıtlamak biraz mesele olur. Peki hocam, "Komşular için çekilmez davranış" ne ola? Karaçarşaflı apartmanında başı açık dolaşmak olabilir mi, ya da ne bileyim, hacı apartmanına içkili gelmek? Alt komşunun kocasıyla kesişmek? Üst komşunun kızıyla sevgili olmak? Balkondan masa örtüsü çırpmak? Çekilmez derken? Neler yapıp yapamayacağımızı da söyleseydiniz tam olsaydı.

Çekilmez davranış ve komşuluk hukukuna uymamak zaten bir fesih sebebidir ve bu da somut olaya göre anlaşılabilir bir şeydir, fakat nasıl yani "hemen"?

Ortada tesbit yok, somutlanan bişey yok, ama sen hemen çık evimden. niye? Evde arabesk müzik dinliyomuşsun bitişik komşu rahatsız oluyomuş... Oldu canım.

Fesih tebliğinin ertesi günü eve gelen tahliye memurunu nasıl çıkarıcaz evden? Dua edelim o da arabesk dinliyor olsun, kafalarız evsahibini belki.

- Kiracı, evsahibinin ziyaret talebini kabul etmekle yükümlü olacak.

İnsani ilişkiler çerçevesinde, bir evsahibi satış, onarım, evi müstakbel kiracısına gösterme gibi durumlarda önceden haber vermek kaydıyla evine girebilir zaten, bunun bi sakıncası yok. (zaten bu da yeni ve ayrı bir madde olarak düzenleniyor, bir kaygınız olmasın...) Ama bu yükümlülük nedir kuzuş? Ben mecbur muyum elin adamına/kadınına her istediğinde "buyur gel" demeye? Farkında mısınız ama orada ben yaşıyorum, benim eşyalarım ve benim özel hayatım sözkonusu. Kabul edilebilir gerekçesi varsa ve ancak benim uygun gördüğüm zamanda gelecekse eyvallah ama onun dışında kusura bakmayın kapımın önüne bile gelemez kendisi. Görmiyim.

- Evsahibi evde acil tadilat yapılması gerektiğini belirterek usta getirirse kiracının bu çalışmaya izin vermesi gerekecek.

Ne? Nası yani? Nası ya şaka mı bu?

Acil tadilat gerektiğinden evsahibine ne, o mu bilecek ben mi bilicem? "Göksun Hanım siz bilmiyosunuz ama çatı su alıyor aslında..." mı diyecek evsahibi? Bu bir.

İkincisi, diyelim ki gerçekten evde tadilat lazım ve evsahibi iyi biri olduğu için yaptırmayı kabul etti sağolsun. Benim istediğim zaman girebilir sadece. O çalışma benim uygun gördüğüm bir zamanda olur. Bunun aksi düşünülemez.

Üçüncüsü, tanımadığım bi rsürü adamla öyle zbam diye özel alanıma girmesine izin veremicem üzgünüm. Bu ne ya, hangi devirde yaşıyoruz, bana evini sevaptır diye kiralamıyo ki evsahibi, eşek yüküyle paramı alıyo benim, bi de böyle gestapo gibi dikilecek mi başımda? Teftiş mi edilicem durup durup? Bu ne ya, sanki bağ bağışlıyor, lütuflarıyla boğuyor beni...

Hadi ordan. Hadi ordan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder