30 Eylül 2011 Cuma

Kredi başvurusu değil bu, nikah ayol!

Nikah dediğimiz, aslında bir sözleşme türü. şahitler var, imza atıyorsun filan.

Çok mu ruhsuz geldi? Hayır değil, ben ondan bahsetmiyorum.

Bir insanın hayatını başka bir insanla beraber geçirme kararından, o günün dünyanın en önemli günü olarak beklenmesinden, bekleme sürecindeki ölümcül heyecandan, mumlukların renginin sandalyelere giydirilen şeylerin rengiyle tutmaması krizinden, ilk dans şarkısı sorunsalından filan bahsetmiyorum. Sadece, o en fazla 5 dakika süren ve sonunda imza atılan, yani "masada geçen" süreçten bahsediyorum.

"Gavur milleti" gerçekten de televizyonda gördüğümüz gibi mi evleniyor bilmiyorum. Fakat o gördüklerimiz aynen şöyle şeyler:

Gelin ve damat ayakta ve birbirlerine bakarak duruyorlar, birbirlerinin ellerini tutuyorlar filan, birbirlerini ne kadar çok sevdiklerini ve beraber yaşamak istediklerini anlatıyorlar, birbirlerine tekrar evlenme teklif ediyorlar, olaylar gelişiyor. Yalnız bu arada gelinin ağlaması şart, yoksa o nikah sahih olmuyor - diye duydum.

Bizde bu işlerin nasıl olduğu malum. Ananın adı, babanın adı, doğum yerin tarihin... Bu ne abi, kredi başvurusu için gelmedim ben, romantik bişey yapıyoruz şurda. doğum yeri soruyo ya. Brak, benim o adamı ne kadar sevdiğimi sor bana. Evlenmek için sanki hiç evrak toplamadın da masada mı aklına geldi "baban kim" diye sormak?

Romantizmi televizyonda yaşayan sade vatandaşlar olarak, bizim evlenme ânımız da bu kadar oluyor işte.

Ha tabi bu uygulamanın işine geldiği erkekler de yok değildir elbet. o ayrı.

Çok sevgiler,
Göksun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder