16 Kasım 2012 Cuma

İyileşmeyene SGK'dan dev hizmet.

Merhaba arkadaşlar,

Sağlık sistemimiz gerçekten çok enteresan bir şekilde dönüşüyor. Artık -farkını vermek suretiyle- istediğimiz hastaneye gidebiliyor olmak insana iyi şeyler düşündüren bir değişiklik, fakat maalesef bu dönüşüm işleri göründüğü gibi değil.

İşin içinde olanlar zaten biliyorlardır; benim niyetim konuyu "en bilmeyene" anlatmak. En önemli noktayı en baştan söyleyeyim ki, merakınız celbolsun:

Ülkemizde ilacın reçeteyle satılması kuralı pek uygulanmıyor, o yüzden de gündelik ilaçlarımızı almak için "yazdırma" ihtiyacı duymuyoruz. Bu sebeple fark etmemiş olabilirsiniz ama artık biz, muayene için ayrı, ilaç katılım payı olarak aynı, bir de yeni icat, "reçete katılım payı" olarak ayrı bir ücret ödüyoruz.

Bir önemli nokta daha; diyelim ki muayenenizden memnun kalmadınız veya yanlış teşhis - yanlış ilaç mağdurusunuz. İlk muayeneden sonraki on gün içinde, aynı branşta tekrar muayene olmak için beş lira fazla ödüyorsunuz.

Şimdi bunları sırasıyla açıklayalım:

1. Reçete katılım payı meselesi:

Reçete katılım payının sebebi, size reçete yazılmış olması. Yani devletin doktoruna reçete yazdırmışsanız, o reçeteyi yaptırırken ayrıca bir para ödüyorsunuz. Bu para ilaçlar için verdiğiniz yüzdeden farklı bir şey, sadece ve tamamen reçetenin kendisiyle alakalı.

Elinize 3 tane ilaç kutusu geçene kadar, bu bedel 3 lira. "3 tane ilaç kutusu" deme sebebim şu; sizin tek ilaçtan 3 kutu ya da 3 ilaçtan birer kutu almanız önemli değil. Toplamda 3 tane kutu alıyorsanız, 3 lirayı veriyorsunuz.

Yalnız bu 3 lira bir alt limit. Sizin elinize geçen kutu sayısı 3 olmasa bile, bunu veriyorsunuz. Üçün üzerine eklenen her bir kutu için, 1 lira daha ödemeniz gerekiyor.

Diyelim ki doktor size A ilacından 2 kutu, B ilacından da iki kutu, C ilacından bir kutu yazmış olsun. Burada aslında "3 kalem" ilaç var. Fakat elinize geçen kutu adedi 6. O yüzden de, 3+3=6 lira ödemeniz gerekiyor.

Ya da sadece A ilacından 4 kutu yazılı. Tek ilaç ama dört kutu olduğu için, dört lira.

Bir kutu A bir kutu B ilacı varsa, tamam üç kutuyu bulmadık ikideyiz, ama yine de 3 lira. Yapacak bir şey yok.

2. "Cezalı" muayene ücreti:

Buna cezalı deme sebebim şu; devlet sizi hizmetinden tatmin olmadığınız için cezalandırıyor bence.

Yeni düzenlemeye göre, aynen yukarıda yazdığım gibi, eğer ilk muayenenizden sonraki on gün içinde aynı branşta tekrar muayene olursanız, bunun ücretini beş lira fazlasıyla ödüyorsunuz.

Devlet sizin ilk muayenenizin eksik ya da hatalı olma ihtimaliyle ilgilenmiyor. Doktorunuzun da insan olduğunu, iş yoğunluğu ya da hastane koşulları sebebiyle bir şeyleri o an fark edememiş olabileceğini kabul etmiyor. Ya da belki doktorunuz mesleğinde başarılı da olmayabilir, o da mümkün. Fakat hayır, devletin böyle şeylerle alakası yok.

Belki size yazılan ilaç, öngörülmeyen bir etki doğurdu ve sizin tekrar muayene olmanız gerekti. Ya da o tedavi sizde hiçbir etki göstermedi. Devlet buna değil, sizden alacağı ekstra beş liraya bakıyor. Çünkü bizim devletimizde, devletin doktorunun yazdığı ilaçtan olumsuz etkilenmek suç, muayeneden en bi yüksek verimi almamak yasak.

3. Bu ücretlerin tahsilatı nasıl yapılıyor?

Gelelim, devletin vatandaşla yüzleşmekten kendini "sıyırma" hareketine...

Tüm bu tahsilatlar artık hastane veznesinde değil, eczanelerde yapılıyor. Yani eczaneye verdiğiniz para eczanenin değil devletin parası.

Diyelim ki, çalışan birisiniz ve devlet hastanesine ödeyeceğiniz muayene ücreti de 8 lira. İlaç katılım payınız ise mesela, 4 ilaç için 7 lira olsun.

Eski sistemde olsak 8 lirayı hastaneye, 7 lirayı ise eczaneye veriyordunuz, bitiyordu. Şimdi, hastaneye bir şey ödemeyip doğrudan eczaneye geliyorsunuz. Eczane sizden 7 lira değil, 8 lira muayene ücreti + 7 lira ilaç katılım payı + 4 lira reçete katılım payı olarak toplam 19 lira isteyecek.

Eğer siz bu konuyu bilmiyorsanız, efendim ben devletin hastanesine bile para vermedim de bu ilaca nasıl 19 lira veriyorum diye gerginlik yaratırsınız - ki olmayan şeyler değil. Sonra da, eczacılar devletin fiyat politikası yüzünden "cepten yer" hale geldiğinde "oh olsun, çok kazanıyorlar zaten" dersiniz. Demeyin annem. O fiyat politikası da mesela, dışarıdan görüldüğü gibi değil. "Stok zararı" diye bir şey var, bilahare anlatırım.

Devlete "bunu neden eczacıya tahsil ettiriyorsunuz" diye sorduğunuzda, efendim vezne kuyrukları vesaire kabilinden cevaplar alıyorsunuz.

Evet, biz bu ülkede her istediğimiz doktorun karşısına her istediğimiz zaman çıkabiliyoruz, randevu için haftalarca beklemek diye bir şey bizim hayatımızda hiç yok, ama o vezne kuyrukları yok mu... İşte onlar çok fena.

Sayın Devlet, ülkemizdeki hastanın asli sorunu vezne değil doktor kuyruğu. Bilmiyorum farkında mısınız. Bu sorunun da tahsildarlık görevini eczacıya yükleyerek nasıl çözüleceği konusunun izaha muhtaç olduğunu düşünen tek kişi ben olamam.

Yani demem o ki, aklınızda olsun, her şey o kadar güllük gülistanlık değil. O muayene ücretsiz olmadığı gibi, o 2-3 lirayı da eczacınız kendine almıyor. Ayrıca da doktorundan memnun kalmayana da bizzat SGK Başkanı gelip sistemlerini bildiriyormuş.

Sağlıklı günler,
Göksun.

*
Bu katılım paylarının düzenlendiği Sağlık Uygulama Tebliği hakkında İstanbul Eczacı Odası bilgilendirmesi için lütfen buyrun: http://www.istanbuleczaciodasi.org.tr/?page=duyurular&anns_ID=3433

Bu da ilgili Tebliğ değişikliği: http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/02/20120229.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/02/20120229.htm





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder