25 Ocak 2012 Çarşamba

Aman rektör, canım cicim rektör...

Merhaba herkese,

YÖK Kanunu'nun 7. maddesinin l bendinin bir kısmı iptal edilmiş arkadaşlar.

İptal edilen ibare o kadar enteresan ki, iptal edilmesine sevinmekten ziyade, bunun bir kanun maddesi olarak bugüne kadar uygulanıyor olması enteresan.

Yükseköğretim Kanunu’nun “Yükseköğretim Kurulunun görevleri” başlıklı 7. maddesinin itiraz konusu (l) bendi şöyle:

“l) Rektörlerin disiplin işlemlerini kovuşturmak ve karara bağlamak, öğretim elemanlarından bu Kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte yetersizliği görülenler ile bu Kanunla belirlenen yükseköğretimin amaç, ana ilkeleri ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları rektörün önerisi üzerine veya doğrudan, normal usulüne göre, yükseköğretim kurumları ile ilişkilerini kesmek veya denenmek üzere başka bir yükseköğretim kurumuna atamak,”

İptal edilen, kalın yazdığım yer. Yani bildiğin sürgün yetkisi.

Mahkeme, bu konuda şu paragrafı yazarak bu yetkiyi iptal etmiş:

"İtiraz konusu kuralda, “denenmek üzere atama” işleminin öğretim elemanlarına hürriyet ve teminat teşkil edebilecek şekilde düzenlenmemiş olduğu görülmektedir. Denenmek üzere atama işlemini gerektiren ve Yasada “düzene aykırı hareket etme” şeklinde ifadelendirilen eylemin ya da “yetersizlik” şeklinde ifadelendirilen olgunun hangi hallerde ortaya çıkacağı ve sayılan bu durumların nasıl tespit edileceğinin açıkça ve öngörülebilir biçimde düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca, “denenmek üzere atama” işlemi, itiraz konusu kuralda bu şekilde adlandırılmasa bile özü itibariyle bir tür disiplin cezası niteliğini taşımaktadır. Bu nedenle, denenmek üzere atama işlemini düzenleyen kurallarda, savunma hakkı başta olmak üzere disiplin ve ceza işleri bağlamında öğretim elemanlarına tanınmış hak ve güvencelere yer verilmesi gerekmektedir. İtiraz konusu yasa kuralı ise belirtilen bu gereklilikleri karşılamamaktadır. Keza, denenmek üzere başka bir yükseköğretim kurumuna atanan öğretim elemanın hangi süreyle atandığının belli olmaması, bu yolla atanan kişinin hak ve yükümlülüklerinin ve deneme sürecinin takip ve sonlandırılmasına ilişkin usul ve esasların Yasada gösterilmemiş olması da Anayasa’nın 130. maddesinin dokuzuncu fıkrası ile bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 130. maddelerine aykırıdır, iptali gerekir." (Oybirliğiyle.)

Tamam çok güzel. Ama gerekçenin "şümûlu" karardan daha geniş. Gerekçede gayet doğru bir şekilde "Yasada 'düzene aykırı hareket etme' şeklinde ifadelendirilen eylemin ya da “yetersizlik” şeklinde ifadelendirilen olgunun hangi hallerde ortaya çıkacağı ve sayılan bu durumların nasıl tespit edileceğinin açıkça ve öngörülebilir biçimde düzenlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır." diyorsan, e rektörün "ilişik kesme" yetkisini ne yapacağız?

Atanmayı "disiplin cezası haline gelmiş bir uygulama" olarak görmen isabetli, evet. Ama sen rektöre verdiğin yetkinin özüne dokunmuyorsun ki, bu sefer atama yerine direk ilişik kesecek adam?

Yani sorun atanıp atanmamak değil. Rektörün "patron" olması.

Yalnız ben akademinin mevzuatına ilişkin akıl yürütebilecek biri değilim, çünkü konuyu hiç bilmiyorum. Dışarıdan bakarak gördüğüm budur, yanılıyorsam lütfen düzeltin.

Çok sevgiler,
Göksun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder