24 Temmuz 2011 Pazar

Günlük - Davacı vekili olmanın rahatsız bünyelere etkisi

Sevgili günlük,

Davacı vekilleri bazen "garip" olabiliyor.
Davalı/işveren vekili olduğum iki dosyada saat 15.30'da keşif yapılacaktı geçen gün. Ben koştur koştur 15.20'de ulaştım kaleme, ama heyet çıkmış gitmiş! Efendim çok işleri varmış bekleyememişler! Söylendim bir miktar ama iyi de oldu aslında, orada güzel bi arkadaşımla karşılaşmıştım, oturduk çay içtik.

Neyse bilirkişiyle konuştum, şirket merkezinde buluşuruz dedik. Saat 5 gibi gelirim dedi ama saat 18.30 itibariyle halen kimse yoktu. Ve benim 19.50'de Ankara uçağım vardı. Daha fazla bekleyemeyeceğimden 18.45'te artık çıktım ben, heyetle kapıda karşılaştık. Kendimi tanıtıp özür dileyip koşarak uzaklaştım. Fakat meğer ne doluymuş davacı vekili... Davacı asilleri de almış getirmiş, bütün keşif boyunca bilirkişinin başında olduk olmadık konuşup durmuş. Bilirkişi bile artık "Hanımlar yeter artık, işimizi yapıyoruz burda!" filan diye susturmaya çalışmış kendilerini.
Ben olayı duyunca daha yeni uyandım, keşfe saatinden önce çıkılması da kesin bunların başının altından çıkmıştır.
Bu olaydan sonra, aynı vekille yine aynı davalıya karşı farklı bir davada duruşmaya girecektik. Fakat hakim yokmuş, duruşma öğleden sonraya (yani 4-5 saat sonrasına) bırakılmıştı. Ben de napim, mazeret verdim çıktım gittim.

Sonra duruşma zaptı geldi. Davacı vekili 4-5 saat bekleyip girmiş duruşmaya.

İşin mi yok ya. Yoksa eğer, masamdaki bilirkişi raporlarını göndereyim hıncını onlardan çıkar, herkes kazansın.

Allam yareppim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder