4 Temmuz 2013 Perşembe

Karakaya konusunda gelen eleştirilere cevaplar

Selam herkese,

Üç gündür Hasan Karakaya'ya takmış durumdayım, hukuk yollarını kurcalayıp duruyorum. Aklımdakiler başka hikaye şimdi ona girmeye gerek yok, ben dün baroya yazdığım yazının hesabını vereyim...

Önce, hala okumayanlar varsa, yazıların linki aşağıda. Bu yazıya, HK'yı okuduktan sonra devam edin.

- Embesil, pezevenk, kaltak vs: http://www.yeniakit.com/turkiye-brezilya-misir-her-soruya-bir-cevabim-var-2006yy.htm

- Psikopat: http://www.yeniakit.com/anac-domuz-ve-yavrularinin-arasinda-koyun-yasar-mi-2020yy.htm

Embesil kelimesinin bir iltifat gibi kaldığı yazısından sonra, aklıma ilk olarak Orhan Pamuk içtihadı geldi. Madem "Bir milyon Kürt öldürüldü" ifadesi sebebiyle her bir TC vatandaşı olarak tazminat talep edebilme hakkımız vardı, o zaman Gezi eylemlerine katılan her bir vatandaş olarak HK'ya da dava açabilmeliydik.

Fakat malumunuz, artık dava açmak sadece parası olana tanınmış bir ayrıcalık haline geldi. Bilmeyenlere açıklayayım, eskiden dava açmak pahalı bir şey değildi. Talep ettiğiniz tazminat nispetinde bir nisbi harç öderdiniz, çok yüksek olmayan ayrı bir standart harç da vardı, davanız böylece açılmış olurdu. Eğer tanık, bilirkişi, keşif vs. gibi masraf kalemleriniz olacaksa, bunlar yargılama sürecinde ayrıca ödenirdi. Eğer ödenemezse hakim size yeniden süre verebilirdi, yine ödenmezse ancak o zaman sıkıntı olurdu. İki duruşma arasının ayları bulabildiği düşünülürse, size verilen süre de hiç yetersiz sayılmazdı.

Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunu bunu değiştirdi. Artık davaları açarken, müstakbel masraflarınızın tümünü bir defada vermeniz gerekiyor. Yani 5-10 liralık bir dava için bile, tanık masrafı, bilirkişi ücreti, davetiyeler bilmem ne derken 800 lira filan ödemekle yükümlü oluyorsunuz. "Şimdi elim dar, ben davayı açayım da, bilirkişi ücretini dava o aşamaya gelince yatırırım" diye bir dünya kalmadı. Bilirkişi aşamasına ise davayı açtıktan 1 sene sonra filan gelindiği düşünülürse, siz önümüzdeki tüm senelerin parasını daha ilk günden yatırmış oluyorsunuz yani. Saçma ama evet.

Ben de düşündüm ki, eğer HK'ya tazminat davası açılacaksa bunu biz yapamayız. Çünkü hiç kimse o kadar masrafa girebilecek durumda değil. O zaman dedim, bunu Baro yapsın. İşi bu değil mi, vatandaşın hukukunu korumak? Bunu şimdi yapmayacaksa ne zaman yapacak? (Baronun Gezi sürecindeki durumun eleştirisi için lütfen bakınız: http://koridorda.blogspot.com/2013/06/gezi-olaylarnda-barosuzluk.html

Baroya dilekçe yazdım. Özetle dedim ki, böyle bir sıkıntı var ve bunu giderin. Buyrun o dilekçeyi de şuradan indirebilirsiniz: http://dosya.co/download.php?id=51D439B51

Konuyu Katılımcı Avukatlar'la ve Yoğurtçu Hukuk'la da paylaştım. KAV'dan Akın Abi (Atalay) bana başka bir yol önerdi ve o yoldan da gideceğim, bilahare konuşuruz. Fakat mail grubundan, o yazıların da özgürlük kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Aziz Nesin'in daha bile ağır konuşmuş olduğu gibi yönlerden eleştiriler geldi.

Yoğurtçu mail grubunda ise, Orhan Pamuk kararının kullanılmasının meşruiyetini sorgulandı ki doğrudur, bunu ben de düşünmedim değil.

Gelen tüm eleştirilere cevap verirsem, hukuk yolunu neden bu kadar önemsediğimi de ifade etmiş olurum diye düşünüyorum.

1. Orhan Pamuk kararını kullanmak uygun mu gerçekten? O zaman bu kararı meşru kabul etmiş olmaz mıyız?

Yerinde bir endişe, bu benim de aklıma geldi. Fakat madem böyle bir karar var, madem hukuk bu şekilde kullanılabilen bir şey, bu kullanımı neden yandaşa da doğrultmayalım? Egemen, kendi silahıyla vurulmuş olmaz mı? Hatta belki içtihatın değişmesine yol açar ve hayırlara vesile oluruz.

2. Fikir özgürlüğüne inanan insanlar olarak bunu dava konusu etmeli miyiz?

Fikir özgürlüğü soyut bir şey, sınırını hiçbirimiz spesifikleştiremeyiz diye düşünüyorum. Fakat eğer bu yazı özgürlük kapsamında kalacaksa, o zaman TCK'daki bir sürü suç tanımının kalkması ve medeni hukuktaki tazminat sebeplerinin değişmesi lazım. Hakaret, sövme, suç isnadı, nefret söylemi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik... Bunları tümden kaldıralım. Kişiliğin korunması hükümlerini elden geçirelim. Haksız fiilleri sadece fiziki zarar verenlere indirgeyelim. Ondan sonra bana diyin ki bu yazı hukuka uygundur.

İnsanların insanlara pezevenk deme hakkı vardır ve olmalıdır, bir Adanalı olarak inanın ki bu hakkımın tamamen peşindeyim. Fakat bir gazete köşesinden toplumun başka bir köşesine kin kusulması da karşılıksız kalmamalı. Ne yapayım şimdi, madem "Allah kitap çekmek" benim yerel kültürümün bir parçası, ben de bir gazetede köşe edinip çeviklere mi saydırayım mesela? "Biz Adana'da sinirlenince böyle şeyler söyleyebiliyoruz, gerçekten yapacağımızdan değil ama işte lafın gelişi..." mi diyeyim? Eheh harbiden diyeyim mi la, çok eğleniriz :)

Eğer bu adam bize ettiği küfürleri yine saklamadığı ama bunu düzgün ifade ettiği başka bir yazı yazmış olsaydı, bu kadar konuşmuyor olabilirdik. "Adamın biri apır sapır konuşmuş işte..." denip geçilebilirdi. Fakat resmen üzerine kusulmuş durumdayız, ortada susup oturmamızı gerektirecek bir yazı göremiyorum. Kaldı ki HK adamın biri de değil, akil insan. Gerçi akil'in başında bir harf eksik gibi ama...

Hep şikayet ediyoruz ya, "hukuku silah olarak kullanıyorlar" diye. Bu yapılan da işte o. Adam, biliyor ki fikir özgürlüğü vesaire filan, al o zaman diyor. Al sana özgürlük. Biz ise hukuku hep savunma aracı olarak kullandık, belki de hatamız buydu.

3. Aziz Nesin daha da fenasını söylemişti.

Söylesin, ne yapayım? Aziz Nesin ya da "sevdiğimiz" başka biri de diyorsa, o laf illa ki doğru mudur?

Malum yüzdeli ifadesinin geçtiği beyanın tümünü bilmiyorum. Nasıl bir bağlam ve üslup kapsamında olduğunu değerlendiremem. Fakat ister fikir beyanı diyelim ister nefret söylemi, açıkçası ben o sözü şimdi duysam ona da tepki verirdim. Ama bu tepkim elbette ki otel yakmak şeklinde olmazdı, efendi gibi gider ihtar çekerdim:

"Sayın Aziz Nesin,

İfadenizde belirtmiş olduğunuz yüzdelerin nasıl belirlendiği ve kimin hangi kısma dahil olduğunun belirlemesinin nasıl yapıldığı konusunda kamuoyuna derhal bilgi vermenizi ve tarafımın hangi yüzdelik dilimde olduğunun gerekçeleriyle açıklanmasını talep eder, aksi halde aleyhinizde her türlü hukuki yola başvurulacağını saygı ile ihtar ederim."

Nasıl? :)

Yani ben sorunu tepki göstermekte değil, bunun şeklinde buluyorum. Adamın biri hepimize embesil deyip ortaya pezevenk, kaltak filan gibi sözler sallıyorsa, buna elbette ses çıkarmalıyız.

4. Adam pezevenk diye sana dememiş ki, polise taş atanlara demiş. Bu gocunmak nedir, yoksa yaran mı var?

Ne münasebet? Bir kere,

a. Taş molotof vs. olaylarını gördük arkadaşlar, kimin ne yaptığının takdirini size bırakıyorum.
b. Velev ki molotof atıldı... Bu başka bir suçtur, küfretmek başka. Burada karşı olunan şey, molotoftan bağımsız olarak, basın organlarının küfür ve aşağılama amaçlı kullanılamaması.
c. Yine diyelim ki molotof atıldı. Ne yapalım, bu insanları pezevenk ve kaltak diye küfrederekten tecrit mi edelim? Polise taş atan çocuk kimin çocuğu? Neden yaptı bunu? Taş atılması "kendiliğinden" mi gelişti? Polis bizim dostumuz arkadaşımızdı da biz mi kıymet bilmedik? Polis dediğin adam, kendisine uzattığın karanfile bile bakamayıp gaz bombasıyla cevap veren biri değil mi?
d. Kaldı ki hepimiz Taksim'deydik, yüzümüzü hepimiz kapattık çünkü o esnada gaz yiyorduk. Biz birtakım psikopat pezevenkler ve kaltaklar.

Benim bu konuda söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Bugün bu konuda birtakım dilekçeler yazacağım, sonuçtan haberdar ederim.

Hörmetler,
Göksun.

2 yorum:

  1. Açıklama tatmin edici değil, mizah vasatın altında, oportünist yaklaşımın rahatsız edici. Yine de davanda başarılar.

    YanıtlaSil
  2. 5651 basin kanun kapsaminda yazinin internetten kaldirilmasi ve tekzip yayinlanmasi icin uyardim kendilerini evelki gun,ola ki bu kanunda belirtilen surec icinde hicbir sey yapmazsa,ihtar cekiliyor ve sonrasinda sulh ceza mahkemelerine tasiniyor vekilimiz olannavukatlarla.parasini gerekirse platformlar olarak toplayip makbuz vb ile park meclislerindeki avukatlara vererek dava dosyasini mahkemeye sunmalarini saglayalim,inanin bircok dava sonucunda tekziple ozur dilemek zorunda kalacaktir,fatih aktayli eksisozluge hakaret etti ve tekzip yayinlamak zorunda kaldi,rezil oldu herkese.dik dur dostum,yanindayiz,diyeti neyse odemelidir suc isledigi icin kanunlar geregi.gayret gosterip para toplayip dava dosyasiyla kendisine gostermeliyiz sucunu...

    YanıtlaSil