8 Mart 2013 Cuma

Kargo teslim alınırken dikkat edilecek hususlar

Selam,

Aslında günün anlam ve önemi benim "kadınlık bilinci" üzerine yazmamı gerektiriyor fakat bu konuya girmeyeyim. Aksi takdirde yine sinirleneceğim; fakat dün itibariyle artık sinirli biri olmaktan vazgeçtim.

Yine de özetle belirteyim ki kadınlık bilincinin politize edilmesi, bana çok sağlam gelmiyor. Anlamlanmak için başka hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, salt varlığımızdan kaynaklanan kadınlık onurumuzun gününü elbette kutlarım.

Gelelim asıl meseleye. Biraz önce Ekşisözlük'te Yurtiçi Kargo başlığına bir şeyler yazıldığını gördüm. Bilmeyenler için belirteyim, altına bir şey yazılmış başlıklar solda liste halinde görünüyor. Baktım yazılanlara, her zamanki gibi, yine olumsuz yorumlar...

Ben de bir müşteri olarak çok acayip memnun olduğumu söyleyemem açıkçası. Mesela dün, yaptığım bir online alışverişin teslimi vardı, ürün Yurtiçi ile geldi. Kuryeye "Hasarı filan var mı bir bakayım da öyle imzalayayım" diyorum, "Hayır bakamazsınız, önce teslim almanız lazım" diyor.

Peki hasar bildirimini ne zaman yapıyoruz?

Eski Ticaret Kanunu zamanında, yani 1 Temmuz 2012 öncesinde, şöyle bir hüküm vardı: "Eşyanın kayıtsız ve şartsız kabulü, taşıyıcı aleyhine açılacak dava hakkını düşürür." Hatta, benim de bir kargo şirketinin avukatlığını yaptığım dönemde, şirketi savunmak için en önemli argümanımız bu hükümdü. Siz teslim aldıktan sonra "Ama bu hasarlı!" diyemiyordunuz. Özetle "Teslim almışsınız bir kere, biz hasarın ne zaman oluştuğunu nereden bilelim?" diyerek tazminat talebiniz reddediliyordu. Çok ısrarlıysanız, teslimden sonraki sekiz gün içinde mahkemeye gidiyordunuz, hasar mahkeme kanalıyla tespit ediliyordu, kargo şirketi ödemeyi o zaman paşalar gibi yapıyordu.

Yeni kanun, bizden mahkemeye gitmemizi de istemiyor.

1. Kayıtsız şartsız kabulle ilgili durum aynı. Yani bir kere kabul etmişsek "hasarsız almış" sayılıyoruz. Bu yüzden, ezilmiş-büzülmüş-kıvrılmış vs. kargoları teslim alırken bunu imzaladığımız fişe mutlaka yazalım. Fakat eğer dışarıdan belirgin bir hasar yoksa, içindeki hasarı görmek yani içini açmak için önce teslim almalıyız, evet.

2. Diyelim ki teslim alıp açtınız, bir baktınız ki meğersem kırılmış, dökülmüş, bozulmuş vesaire. O zaman, mahkemeye gitmeniz gerekmeden, yedi gün içinde doğrudan kargo şirketine gidebiliyorsunuz.

3. Kargodan talebiniz yazılı olmalı. Kanun "Bildirim, telekomünikasyon araçları yardımıyla da yapılabilir.
Bildirimde bulunanın kim olduğu herhangi bir şekilde anlaşılıyorsa, imzaya gerek yoktur." diyor, ben buradan e-posta gönderebileceğinizi anlıyorum. Bakınız madde 889.

Peki nasıl yapalım?

1. Eğer kargo poşetinde dışarıdan görünen bir hasar varsa, teslim almak zorunda değiliz. Fakat alıyorsak da almıyorsak da, durumu fişe mutlaka yazalım.

2. Açmak için teslim almamızın gerektiği doğru. Fakat bunu mümkünse kurye gitmeden yapalım, gözünün önünde açalım, eğer hasar varsa ya teslim fişine not düşelim ya da tutanak tutalım. Ki, şirket "ama bikbik" diyemesin.

3. Eğer bunu yapamamışsak, hasarı şirkete bildirmek için yedi günlük süremiz var. E-posta mümkün.

Kargo ve lojistik, operasyon gerektiren ve kolay olmayan sektörler. Bir müşteri olarak benim gözümdeki en büyük sorun, çalışan profili. Fakat bu profil, şirketlerin uygun gördükleri çalışma koşulları böyleyken gerçekten pek kolay düzelmez. Yani biz bizimle kaba konuşan şube çalışanına kızıyoruz ama, o gitse yerine gelecek olan kişi zerre farklı olmayacak, çünkü daha yetkin bir kişi o işi o koşullarla yapmaz.

Bu arada, kargo avukatlığını 13 ay yaptım, sonuç olarak eşyamı kargoya vereceğime gider yerine bizzat götürürüm daha iyi.

Sevgiler,
Göksun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder