28 Aralık 2011 Çarşamba

Bi CHP vardı ne oldu ona?


Arkadaşlar günaydın,

Resmi Gazete bugün çok kalabalık ve bizi ilgilendiren şeyler de var içinde.

Önce "ilgilendirmeyenleri" aradan çıkaralım.

-  Kaliteli Çay Yaprağı Temini Amacıyla Budamaya Tabi Tutulan Çaylıklar Nedeniyle Üreticilerin Uğradığı Gelir Kaybının Tazminine Dair Karar diye bir şey var, bunu biliyor muydunuz? Bir daha "Nerde bu devlet!" derken lütfen o devletin budanmış çay yapraklarını bile düşündüğünü aklınızdan çıkarmayın taam mı? "Leave the Tayyip alone!"

- Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik yayınlanmış. Kurcalamadım, karışık geldi.

Ben sosyal güvenlik hukukunu zaten ezelden beri sevmem (Ama Ömer Hoca'yı çok severim o ayrı) çünkü çok naalet bir hukuktur. Bir devlet, kendi vatandaşına yapacağı -üstelik de zorunlu- yardımı bu kadar saçma sapan detaya boğar mı ya? Bir ülkenin sosyal güvenlik mevzuatı ne kadar karışıksa o ülke o kadar adam olmaz diyorum. Bizimkinin de malum, maşallahı var... Bakacaksın bana kardeşim, hem nazlanma, senin de hoşuna gidecek...

- Muhtelif AYM kararları var, hepsini saymadım ama -abartmıyorum- belki 40 ayrı düzenlemenin iptali istenmiş. Bunlardan saaadece iki tanesi iptal edilmiş. Onlar da İmar Kanunu'nun Ek 3 maddesine ilişkin. Adamlar "kanun yetmiyor" diye "ek madde" koyuyorlar, sonra o madde de iptal ediliyor. Çok güzeliz. Sıradaki şarkı annemden, kanunkoyucular için geliyor: "Yamalıklı böğrü neler ister gönlü..."

Yalnız şu istatistik enteresan... Bi CHP vardı ya bi ara, hala var mı bilmiyorum... Şimdi bu parti, müt-temadiyen AYM'ye gidiyor tamam mı. Düzenli takip ettiğim tek gazete Resmi Gazete olduğundan mütevellit, biraz (!) gecikmeli de olsa hepsinden haberdar oluyorum.

Bugünkü RG onlara çıkmış adeta. 21 tanesi Sosyal Güvenlik Kanunu, 7 tanesi Tanık Koruma Kanunu, 7'si de başka bir torba kanuna ilişkin olmak üzere tam 35 ayrı iptal talebinde bulunmuşlar, bunlardan iki tanesini kabul ettirebilmişler... (Yukarıda dediğim, İmar Kanunu ile ilgili olanlar bunlar işte.)

Eğer "Bizim ne kadar muhalif ruhlu olduğumuz, yılmadan açtığımız davalardan belli..." diye düşünüyorlarsa, kusura bakmasınlar, ben bu RG bültenini sadece belirli insanlara yayabilirim... Tüm mail adreslerine de "Bakın bakın bakın Kılıçdar Bey yine dava açmış, bakın nasıl koşuyor hakkınızın peşinden..." diye yazıp gönderemem ki. Bence bu tip icraatlarını bi "forward mail" haline getirsinler, "bu maili on dakika içinde on kişiye yollamazsan CHP senin iptalin için dava açacak" filan muhabbeti dönsün.

Bu arada şaka bir yana, kararları detaylı okumuyorum, harbiden de haklı olabilirler, saygı duyarım. Ben burada onu konuşmuyorum. Özetle diyorum ki, üstünden Deniz Baykal cuntası geçmiş bir partiden olup olacağı budur diyorum.

- Eveeeet, şimdi gelelim fasulyenin faydalarına...

Arkadaşlar, Avukatlık Kanunu tasarısı nasıl gidiyor bilmiyorum ama, biz ne dersek diyelim adamlar kararlı, yabancı bürolar gümbür gümbür geliyor. Zira TBB Avukatlık Ortaklığı Yönetmeliği'nde değişiklik yapılmış ve yabancı bürolar, yabancı sermaye olmaları bağlamında Hazine'den izin belgesi almak zahmetinden kurtarılmış.

Yönetmelik md.7/e-1 kaldırılmış ki şunu istiyordu: Yabancı sermayeyi teşvik mevzuatı çerçevesinde Türkiye'de faaliyette bulunabileceğine ilişkin Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünden alınmış izin belgesi, (Buyrun: http://www.barobirlik.org.tr/mevzuat/avukata_ozel/yonetmelikler/ortaklik.aspx)

İkinci bir haber, Adli Yardım Yönetmeliği değişmiş. Artık canlarının istediğine daha fazla para verebilecekler.

İki madde arasındaki yedi farkı bulunuz:

Eski: "Adli yardımla görevlendirilen avukata, görevlendirmeye konu iş için asgari ücret tarifesinde gösterilen maktu ücret peşin ödenir. Aynı işe birden fazla avukat görevlendirilemez. Ancak görevden çekilen avukatın yerine yeni görevlendirilen avukata ayrıca ücret ödenir."

Yeni: "“Adli yardımla görevlendirilen avukata, görevlendirmeye konu iş için asgari ücret tarifesinde gösterilen maktu ücret baro yönetim kurulu kararı ile peşin ödenir. Ancak yargılama sırasında avukatın, harcayacağı emek ve mesai ile davanın önem ve özelliğini açıklayan talebi üzerine, davanın niteliği de göz önünde bulundurularak, asgari ücret tarifesinde gösterilen maktu ücretin bir katına kadarının ödenmesine baro yönetim kurulunca karar verilebilir. Aynı işe birden fazla avukat görevlendirilemez. Ancak görevden çekilen avukatın yerine görevlendirilen yeni avukata ayrıca ücret ödenir.”

Evet sevgili genç kardeşlerim, CMK zaten yalan bir şeydi, adli yardımı da bu şekilde şeyettiler. "Madem bunun bir sırası var ve buna müdahale etmek sıkıntılı, e bari bizimkilere fazla para verelim..." diyerekten.

Şimdi ben ulusalcılarla cemaatçileri neden sevmem biliyor musunuz, insanın bebekliğinden itibaren içine işlenen aidiyet duygusuyla oynadıkları için. (İkisini saydığıma  bakmayın, bununla oynayan hiçkimseyi sevmem.)

İşte bu hukukçu (!) milletini de o yüzden sevmiyorum. İnsanın mayasında olan saf adalet duygusunu bu kadar hunharca katlettikleri için.

Neyse zaten asabiyim, ağır konuşmuştum da sildim. Bloguma filan da koyuyorum ben bunları, durduk yerde agresyon yapmayalım.

Ama anladınız siz.

Çok sevgiler,
Göksun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder