26 Kasım 2011 Cumartesi

Yeni TTK - Giriş taksimi

Merhaba,

TTK çalışmaya taa Eylül'de karar verdim fakat şimdilik sadece ticari şirketlere kadar gelebildim. Çok üzülerek fark ettim ki, uzun süredir iş hukuku çalışmak beni biraz yabancılaştırmış. Fakat arayı büyük bir hızla kapatmak azmindeyim.

Çalışırken fark ettim, not alırken sanki bunları ben okuyup anlıyormuşum gibi değil de Arslan (Kaya) Hoca’dan dinliyormuşum gibi geliyor. Yani aslında kanunu okumuyorum, Arslan Hoca söylüyor ben dinliyorum sanki. Derslerini hep çok severdim, hatta seçimlik derslerimi bile onun verdiklerinden seçmiştim. Üstelik bana referans mektubu vermişliği de vardır, sağolsun. Demek canım o kadar sıkkın ki, bünye “Sen bunu kendin okuyor gibi olursan kendinden sıkılırsın, Arslan Hoca anlatsın da dinle bari...” esasına dayanan bir savunma geliştirdi. İyi olmuş.

Bu arada Ömer Teoman ve Mehmet Helvacı hocalarımızı da anmak isterim. Okuldan sonra bir daha hiç çalışmadığım kıymetli evrak hukukuna dair hala bir şeyler biliyorsam, Mehmet Hoca’nın derslerine olan bağlılığımdandır – diğer sebebin ise Eski İstanbul 11. İcra müdür yardımcısı Gül Hanım olduğunu düşünüyorum...

Ömer Hoca’ya dair anılarımda, kendisinin ne anlattığı kalmamış pek. Çok sevdiğimi ve derslerinin gayet keyifli geçtiğini hatırlıyorum ama ne anlattığını gerçekten hatırlamıyorum. Aklımdakiler sadece “...ve sahnede Ömer Hoca...” şeklinde özetlenebilecek birtakım görüntülerden ibaret.

Hüseyin Ülgen’i de nezaketle anıp bu bahsi kapatıyoruz.

*
Şimdilik okuduğum kısmında ahım şahım değişiklikler yok ama dikkate değer pek çok şey var. Yalnız, ticari defterlerle ilgili bahse fazla girmedim ve cari hesap kısmına bakmadım. Oralar daha çok mali müşavirleri ilgilendiriyor zira.

Ya da şöyle diyelim; okulda Arslan Hoca oraları bize anlatmamış ve sorumluluğa dahil etmemişti. Kulağımda sesi olmadığından okumak da mümkün olmadı tabii...

Son bir not olarak, bu sefer HMK’daki gibi hazır bir metin üzerinden değil doğrudan kanun üzerinden gidiyorum. O yüzden, dikkatimi çeken ve aslında “esasa müteallik” olmayan birtakım eleştirilerim filan da olacaktır. Tüm kanunu bi 200 sayfada filan bitiririm herhalde. Önemli gördüklerimi kalın yazdım, oradan bakabilirsiniz.

*
Madde 1- Ticari Hükümler’de esaslı değişiklik yok. Fakat eski kanunda atıf Medeni Kanun’a yapılmışken, yenisinde şu tarihli ve bu sayılı MK’ya yapılmış. Medeni Kanun’a sahip çıkalım, olur da değişirse Ticaret Kanun’suz kalacağız...

Paralel şekilde, ticari davalar ve delilleri ile ilgili 4. maddede de, eski atıf Borçlar Kanunu’na iken yeni atıf somut olarak şimdiki Borçlar Kanunu’na. Ona da sahip çıksak fena olmaz.

Bu atıf meselesinde anlamadığım bir şey daha var. Dördüncü maddede Medeni Kanun’a yapılan atıfta sadece “Medeni Kanun” deniyor. Peki sonuç ne şimdi, Medeni Kanun’un değişirse ne uygulanacak ne uygulanmayacak?

*
Yine 4. maddede, BK’da düzenlenmiş olup da davası ticari sayılacak olan hususlara ekleme yapılmış. Buna göre, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen maddelere ilişkin davalar da ticari sayılıyor.

*
Göreve ilişkin 5. maddeyi yazanların “algıya” ilişkin bir sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. Zira, ya eski 5’in ilk iki fıkrasının aynı şey olduğunu düşünüp kendileri bir yanlış algıya kapıldılar, ya da biz okuyucuların yeni 1. fıkrayı bir okuyuşta algılayamayacağımızı düşünüp 2’nin başında tekrar ettiler.

Mesele şudur, HMK’daki görev sınırının kalkmasının doğal sonucu olarak artık tüm ticari davaları ticaret mahkemesinde açıyoruz. Bu kadar. İki fıkralık bir şey yok yani aslında.

*
Teselsül karinesinde önemli değişiklik var!

Eski ve yeni 7. maddeler aynı fakat yenisinde şöyle bir ek var: “Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütelümez.”

Kefil ve kefillere, evet.

*
Madde 8/2, bileşik faizin sadece cari hesaplarda ve her iki taraf için de ticari olan ödünç sözleşmelerinde mümkün olduğunu yazmış. Son cümlede ise, bunun tacir olmayanlara yapılamayacağını tekrar etmiş.

Bu hızla gidersek sonunda anlayacağız ki, kanunun kalınlığının yarısı tekrardan...

Bu maddede, eskiden banka kooperatif filan hükümleri saklı tutuluyorken, şimdi sadece tüketicinin korunmasına ilişkin saklı tutuluyor. Anlamlı bence. Bankanın nesini koruyacaksın, adamlar zaten ümüğümüzün üstünde.

Eskiden faiz oranı belirtilmişti, yüzde on olarak. Kaldırılmış. Bir de denmiş ki, "bu maddenin tüketiciyi koruma ve tacir olmayanla sözleşme yapmamaya ilişkin hükümlerine aykırı olarak yürütülen faiz yok hükmündedir."

*
"Prelude" kısmımız bu kadar. Birinci sezon'da görüşmek üzere...

Göksun. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder