26 Kasım 2011 Cumartesi

TTK S01E01 - Ticari İşletme / Tacir

Böyle her kısmı ayrı bölüm yapacaksam iş biraz karışacak. Çünkü "episode" dediğim kısımların altında bir de bölümler var - hadi onlara part deyip kurtarırız da, daha da alttaki ayırımlara ne diyeceğim... Hahaha şimdi buldum, "subtitle" tabii ki ayol. Ama işte bazı ayırımlar 2 maddelik filan... Ya aslında tüm kanunu bitirdikten sonra yazmak lazım bunları ama nasıl bitireyim ki ya of bu kadar uzun kanun mu olur.

Kervan yolda düzülür derler. Ben bir yola çıkayım da...

*
Eski kanunda ticari işletmenin tanımı yoktu, bunda var. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki farkı ise, çıkarılacak olan Bakanlar Kurulu Kararnamesi gösterecekmiş.

Eskiden de öyle miydi bilmiyorum, ticaret hukuku uygulama bilgim çok eksiktir. Fakat yenisinde açık hüküm var, ticari işletmenin devrine ilişkin sözleşme de artık tescil ve ilan edilecek.
*
Esnaf tanımı Eski Kanun'da sıkıntılıydı. "Kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri" olarak karşılanıyordu. Kazanç nedir geçim kimdir derken kafa oluyordu bi milyon. 

Yeni Kanun 15 numaralı ve Esnaf başlıklı maddesinde, "geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmama" kriterini getirmiş.

"E bunu zaten söylemiştin?" demeyin. Kanunkoyucu tekrar etmek gereği duymuşsa ki daha önce de gördük, her şeyi en az iki kere söylüyorlar, vardır bir bildiği. 

Belki de kısa yazacak kadar uzun vakitleri yoktur, aceleye geldiyse, referandum filan...

*
Tebligat şekline ilişkin hükme elektronik posta da eklenmiş. 18/3'e göre, noter, taahhütlü mektup ve telgrafla birlikte "güvenli elektronik imza kullanılan kayıtlı elektronik posta sistemi var.

Telgraf ve elektronik postanın aynı usûl içinde sayıldığı bir dünyada yaşıyor olmak, Leyla İle Mecnun'un senaryosunda yaşamak gibi.

Ama "kayıtlı elektronik posta" diyorsan, bu kaydın ne olduğunu açıklaman da gerekmez mi? Bu kayıt dediğin, sadece "gerçek" olma durumu mu; yani misal ben sırf görünsün diye aslında varolmayan bir adres vermeyeyim de Google'da kayıtlı olan goksungokce@gmail.com'u vereyim gibi mi? 

Ya da, bu adresleri kaydedeceğin ayrı bir birim mi var veya Ticaret Sicil'de mi tutacaksın?
Daha da önemlisi, bu adreslerin bürokrasinin bir noktasında kayıtlı olması, meşru ya da gayrimeşru kontrollere imkan verecek mi? Evet?

*
Borçlar Kanunu'ndan bildiğimiz işlem temelinin çökmesi, TTK'ya da girmiş. Çünkü bir ticari davayı genel hükümleri bilmeden sürdürmeye çalışabiliriz, neme lazım...

"...Ancak o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkanı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir."

Bilginiz olsun. Ayrıca cümleyi aynen yazdım, "Bu ne ya Göksun böyle acayip cümleler kurmazdı?" demeyin.

Bu maddeyi, eski 25 karşılıyormuş. Fakat eskinin 4 ve 5. bentleri yeniye alınmamış. Alınmayan 4. bende göre, tüccarlar arasındaki zamanaşımı altı ay idi ve azaltılması mümkündü. 5 ise, sif ve diğer denizaşırı satışların hükümlerini saklı tutuyordu.

Şimdi bu 5'in alınmamasıyla, denizaşırı satışlar için özel durum olmadığı sonucunu mu çıkarmalıyım? Aslında kanun yapma tekniği bakımından öyle olmalı evet, ama niyeyse, pek güvenemedim... Denize ilişkin hükümlere gelince tekrar bakarız.

*
Böylece ilk bölümün sonuna geldik.
Bir sonraki bölüm en kısa zamanda, bu ekranda. Kaçırmayın :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder