18 Ekim 2011 Salı

Pardon, "idealizm" derken?

Sevgili günlük,

Sana daha önce, çok "adam sandığı" patronu tarafından tazminatı eksik ödenen ve üstelik de kendisine çemkirilen arkadaşımdan bahsetmiştim.

Bu arkadaş sonradan öyle bir çalışma yeri bulmuş ki, yani de desem nasıl nitelesem... Nitelemeden anlatayım en iyisi...

Baro'daki ilanlardan birini aramış ve akabinde görüşmeye gitmiş. Ofisin sahibi avukat hanım, kendi işini yapmak isteyen genç bir avukata gerçekten iyi imkanlar sağlıyormuş. Ofisini tamamen ücretsiz kullandırıyor, kendi işini de yapabiliyorsun, 3-5 bir şeyler de alabiliyorsun, falan filan. İyi yani.

Fakat bu avukat hanımın müvekilleri, bizim hanımkızın tam da en karşı olduğu yönde çıkmışmış... Bir de isimli misimli filan tiplermiş, yani öyle kıyıda köşede kalmış işler de değilmiş avukat hanımın işleri...

"N'aptın kabul ettin mi?" dedim, "Etmeyip n'apacaktım?" dedi. "Zilyonlarca solcu avukat tanıyorum, hepsi de çok güzel konuşurlar. Bu avukat hanımın verdiğinin yarısını bile verdiler de ben mi hayır dedim? Üzgünüm, hayat zor." dedi.

"Hayırlı olsun" dedim ve sessizce dağıldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder