30 Mart 2011 Çarşamba

İzmir - 2

Yazmak istediğim çok şey var ama çok da acıktım... Saat 4.30'dan beri dışarıdayım. Kordon'da oturdum biraz, Gülsevil Alpagut'un Legal'de çıkan bir makalesini okudum çay kahve içtim filan. Bir saat bile değildir oturduğum süre. Onun dışında hep sokaktaydım, hep yürüdüm. Bayağı yürüdüm. Önce İzmir Palas'tan Konak'a doğru yürüdüm, Pasaport'ta İş Bankası'na kadar geldim. Geri dönüp, Kordon boyunca -ara sokaklara da gire çıka- Liman'a geldim. Ara sokaklara girip çıkarken Kıbrıs Şehitleri'ne de çıkmış oldum. Liman'dan devam ettim, Alsancak Garı'ndan -sanırım- Talat Paşa Bulvarı'na geldim, oradan Kıbrıs Şehitleri'nin baş tarafını da bir görüp otele döndüm.

Şimdi tekrar çıkasım var, sadece biraz dinlenmek için geldim otele. Bir de, yoldagörüp denemeye karar verdiğim Köfteci Remzi'ye Sözlük'ten bir bakmak istedim :) Çok fazla entry yok, olanlar da Bostanlı'dakiyle ilgili. Biri, Remzi Baba'nın iki oğlunun ne kadar sevimsiz olduğundan filan bahsetmiş. Muhtemelen şimdiki restoranı o "sevimsiz" oğullar işletiyordur, dur bakalım becerebiliyorlar mı bir görelim...

Gelince devam edeceğim. İzmir'i ne kadar sevdiğimi anlatacağım. İstanbul'u Adana için bırakmam ama İzmir için bırakabilirim diyeceğim :) Kadıköy-Moda (oturduğum semt) bir şehir olsa İzmir olurdu diyeceğim.

Ama önce yemek yemeliyim. Aç Göksun'dan bir cacık olmaz.

Çalıştığım konudan ve adliye günümden sonra bahsederim. Bir de Anayasa Mahkemesi'nin son icraatı var tabii. Sevgiler çok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder