14 Eylül 2017 Perşembe

SGK'nın "itiraz yolu" uydurması

Merhaba,

Sanırım sakal bırakmayı ciddi ciddi düşünmeliyim.

SGK'nın itiraz yolu dediği şeyin büyük sorunlar getireceğinden yine burada, nisan 2016'da bahsetmiştim. Bu yolun kullanım şekli o zaman henüz belirlenmemişti. İlgili paylaşıma ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

İtiraz komisyonlarının faaliyete geçmesi bir seneden uzun sürdü. Mayısta yayınlanan "usûl ve esaslara" baktığımızda, öngörülen sorunların hiçbirinin çözülmediğini görebiliyoruz.

Sorun, "sözde" çözüm yolunun eczacıyı oyalamak ve ona zaman kaybettirmekten başka hiçbir işe (muhtemelen) yaramayacak olması.

Olayı örnekle anlatalım.

Kahramanımız Eczacı Aysel Hanım olsun. Aysel Hanım MEDULA onaysız reçete vermeyen, ilacı almaya gelen kişiden gerekli bilgileri mutlaka alan, eczanesindeki işleri hep kuralına göre yapan bir hanımefendi.

Günün birinde, Aysel Hanım'ın eczanesine 18 aylık süreçte gelen binlerce reçeteden 9 tanesinin sahte olduğu tespit edildi. Bu reçetelerin toplam tutarı da 15 bin liraydı. (Kanser reçetelerinde yaşanmış bir örnektir.)

Eczacı Hanım'a gelecek yaptırım, 5.3.10 ve 4.3.6 maddeleri gereği, toplam 165 bin lira + faiz olacaktır.

Bu ceza diyelim ki 01.09.2017 tarihinde eczacıya ulaştı. Eczacı Hanım'ın önünde o tarihten itibaren kullanabileceği üç yol var.

Bunlardan biri elbette hiçbir yol kullanmamak. Bu takdirde SGK Aysel Hanım'ın kurumdaki alacaklarından her ayın 15'inde kesinti yapa yapa, 165 bin lirayı faiziyle beraber tahsil eder. Fakat bu tahsilat her ayın alacağından mesela %10 - ya da başka bir oranda kesinti yapılarak olmaz. Alacağın tümü kesilir. 15 eylüldeki alacak 30 bin liraysa 30 bin lira gider, 15 ekimde 28 binse 28 bin, böyle böyle tamamlanır.

Diğer itiraz yolları ise itiraz etmek ve dava açmaktır.

"Damdan düşmüş" eczacılar dava yoluna aşina da olacaktır. Fakat Aysel Hanım bunu ilk defa yaşadığı için kendisine özetleyelim.

1 eylül cuma günü ulaşan yaptırımla avukatını arıyor, dava hazırlıkları başlıyor, davayı en geç 5 eylül salı günü "ihtiyati tedbir talepli" olarak açıyoruz.

Dosya o gün veya çarşamba hakimin önünde oluyor.
Çarşamba ve perşembe, adliye gidip dosyayı mutlaka kontrol ediyoruz. Perşembeden ümitliyiz ama her zaman olmayabiliyor.
Cuma günü dosyaya tekrar bakıyoruz ki ne görelim, bir ihtiyati tedbir kararı! (Fakat %15 teminat koşulu olabilir.)

SGK'nın istediği eczacı. (Temsili değil.)
Eğer teminat koşulu yoksa hemen aynı gün, yani ayın 8'inde derhal kararı alıp SGK'ya elden teslim ediyoruz ve ayın 15'leri Aysel Hanım için "ödeme günü" olmaya devam ediyor.

Eğer teminat koşulu varsa, karar için önce bunu tamamlamamız lazım. Aysel Hanım tezcanlı bir müvekkilimiz, hemen o koşul da tamamlanıyor, cumaya yine yetişiyoruz. Cumaya yetişemesek de kararımızı bu kez 11 eylül pazartesi günü alıp yine işleri yoluna koyabiliyoruz.

Ondan sonra dava sonuçlanana kadar SGK Aysel Hanım'a hiçbir kesinti uygulayamıyor.

Davayı mahkeme yürütüyor, tanıklar dinleniyor, dosyayı eczacı ve hekim bilirkişiler inceliyor, inceleme iyi yapılmamışsa avukatınız buna itiraz edip tekrar incelettiriyor, hakime tane tane ve bin kere anlatıyor falan filan. SGK'nın kendisini avukatıyla temsil etmek dışında sürece hiçbir müdahalesi yok.

Aysel Hanım davayı kazandığı takdirde, kesinti de yapılmamış olduğu için, hiçbir şey kaybetmiyor. Ödediği harç ve teminatı da geri alıyor üstelik.

Kazanmadığı veya bir kısmını kazandığı durumda ise, teminat tutarını iki kere ödemiş olmayacak.

*
İtiraz yolunun ise çalışma şekli şöyle:

1 eylül cuma günü elinizde ulaşan cezayla ilgili itirazda bulunmak için 5 iş günü süreniz var. Diyelim ki 6 eylül çarşamba günü itiraz ettiniz. İtirazı postayla gönderirseniz SGK'ya ulaşması bir haftayı bile bulabilir fakat  biz yine hızlı gidelim, aynı gün elden verdiğinizi düşünelim.

Peki bu itirazı değerlendirecek olanlar kimler?

- Sosyal güvenlik il müdürü veya müdürün belirleyeceği bir müdür yardımcısı
- SGK'nın sözleşme veya denetim servislerine görevli bir eczacı
- Böyle bir eczacı olmaması halinde yetkilendirilmiş bir personel
- Eczacı odasından iki üye.

Burada toplam dört üyeden bahsettik fakat protokol "beş üyeden oluşur" diyor. Protokollerin nasıl bir "özenle" yapıldığına buradan pay biçebiliriz. Neyse, netice olarak SGK'yı şikayet ettiğimiz yerin yine SGK olduğu açık. Kaldı ki eczacı aleyhindeki raporun kaynağı olan denetim servisine kendi raporu hakkında karar verdirmek nedir?

Bana yaptırım öngören müfettişin bu komisyonda olmayacağının garantisi var mı?

Gerekli olması halinde bu komisyona görüş bildirmek üzere kimi üyeler katılabiliyor ama onların oy hakkı yok. "Suyu bulandırma" hakları konusunda ise bir bilgimiz yok.

SGK'nın bu itirazı incelemek için 15 iş günü süresi var. Koskoca on beş iş günü. 6'sında verdiğiniz itiraz 27 eylül çarşamba sonuçlandı.

Karar 15 eylüle yetişmediğinden, bu tarihteki ödemenizi de alamıyorsunuz. Hatta, 27 eylül tarihli karar postada olası bir gecikmeyle size örneğin 7 ekimde mi ulaştı... O tarihten sonra avukatınızla görüşüp vekaleti verip davayı açıp tedbiri yetiştirdiniz derken 15 ekim de kaçtı mı...

Gitti iki ayın ödemesi. Çünkü Protokol şunu söylüyor:

"Komisyonun değerlendirme süreci, tebliğ edilen kararların uygulanmasına engel teşkil etmez."

Yani SGK diyor ki, "Tamam belki yanlış karar vermiş olabilirim bunu henüz bilmiyorum ama sen bu cezayı bana yine de ödeyeceksin."

Karar size ulaşınca elbette yine dava açabilirsiniz ama bu kez artık "SGK tarafından iki kere incelenmiş" görüneceksiniz. Hakimi ihtiyati tedbire ikna etmek konusunda bu neden bir sorun olmasın? 

*
Bir de cezai şart gerektiren eylemi ikinci defa yapmış olmak hususu var, o durumda işin içine "üst komisyon" giriyor. Çalışma prensibi aynı olduğu için uzun uzun bahsetmeyelim diye düşündüm.

*
İtiraz yolunu kullanmayın kullandırmayın, buna ikna olmayın, razı hiç olmayın, itiraz yolu yol değil.

Benden söylemesi :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder