4 Nisan 2016 Pazartesi

SGK'nın en sevdiği cezai şartlar

Tekrar merhaba,

TEB ve SGK arasındaki yeni protokol imzalandı. Tam metin henüz sgk.gov.tr'de veya İstanbul Eczacı Odası'nda yayınlanmış değil, TEB'de zaten en son 2012 Protokolü duruyor.

İEO'nun ilanından anladığımız kadarıyla, imzalanan metinde cezai şartlar veya reçete inceleme işlemlerine dair bir değişiklik yok. Bu konuda odalar ve TEB arasında nasıl bir süreç yürütüldü bilemiyorum; benim bildiğim son süreçte protokol taslağı eczacı odalarından "gizli bir bilgiymiş" gibi esirgeniyordu.

Bir yandan umarım bu kez öyle olmamıştır, çünkü elbette öyle olmamalı. Diğer yandan, eğer yine öyle olmuşsa, cezai şartların değişmemesinden odalar bir nebze daha az sorumlu olur. Odalara müdahale imkanı verilmişse ama bu konuda sessiz kalmışlarsa, artık oturup bir zahmet bunun muhasebesini de yapsınlar.

*
Bu yazıdan sonra SGK'nın özel sağlık hizmet sunucularıyla yaptığı sözleşmeyi inceleyeceğiz. Fakat öncelikle, mevcut eczane protokolünde birbirine benzeyen bazı hükümleri hatırlayalım.

*
Protokolde birbiriyle karıştırılan pek çok madde var. Cezai şartlar genelde 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.10'dan geliyor. Ama kafalar öyle karışık ki, mesela 5.3.2'den gelen bir cezanın iptali için dava açtığınızda, SGK size 5.3.10'luk bir cevap verebiliyor.

Ben henüz 5.3.9'dan gelen bir yaptırımla karşılaşmadım, o yüzden 5.3.10'un 5.3.9'dan nerede ayrıldığını SGK nasıl açıklıyor henüz bilmiyorum. Yani bunlar karışık. En "gözde" üç maddeyi ve bir de bence gayet "gözde olabilecek" 5.3.9'u bir gözden geçirelim.

*
Andığımız dört maddeyi ikiye ayırabiliriz.

5.3.2 ve 5.3.5'te, reçetelerde bir sahtelik iddiası yoktur.
5.3.9 ve 5.3.10'da reçetelerde sahtelik iddiası vardır. Gerçi 5.3.9'da her zaman sahtelik sözkonusu olmayabilir, ama olabilir de. İlk ikisinde ise kesin olarak yoktur.

5.3.2, reçetedeki ilaçları teslim alan kişiyle, reçete arkasındaki imza sahibinin aynı kişi olmamasıdır. Bunun cezası reçete bedelinin beş katıdır. (Tekrarında yine 5 kat + 1 ay fesih)

5.3.5 ise, hasta veya yakınına hiç teslim edilmeyen ilaçlar için geçerlidir. Bunun cezası da rine reçetenin 5 katıdır. (Tekrarında ise 10 katı + 6 ay fesih)

Bu iki maddede de reçetenin veya hastanın "gerçekliği" tartışma konusu değildir. SGK imzanın kime ait olduğunu nasıl belirliyor veya ilacın hastaya gerçekten ulaşıp ulaşmadığından nasıl emin oluyor derseniz bunlar ayrı meseleler.

Mesela A kişisi size, B kişisine ait bir reçete getirdi. Siz de bunu karşıladınız. B kişisi, reçeteyi A ismiyle imzaladı gitti. Fakat ilaçları A'ya asla teslim etmedi.

Burada, hem imzanın gerçek olmaması, hem de ilaçların hastaya teslim edilmemesi durumu var. Yani düşünüldüğünde, aslında iki maddeye de girebilirsiniz. Fakat SGK size 5.3.2'yi uygulamalıdır. Çünkü 5.3.5, ilaçların hiç teslim edilmemesini ve sizde kalmasını gerektirir.

*
5.3.9 ve 5.3.10'da ise gerçeğe aykırı durumlar sözkonusu.

5.3.9, "gerçeğe aykırı" reçete kaydıdır. Cezası da reçetenin on katıdır. (Tekrarı halinde 20 katı + 2 yıl fesih)

5.3.10, direkt olarak "sahte" karekod/reçete/rapor kaydıdır. Cezası reçetenin on katıdır. (Tekrarı halinde 10 kat + 1 yıl fesih)

Peki "gerçeğe aykırı" olanla "sahte" olanı nasıl ayırıyoruz?

Bu cevabını henüz bilmediğim bir soru, çünkü SGK'nın 5.3.9'dan verdiği bir cezayı henüz görmedim.

Diğer taraftan, bir reçetenin sahte olup olmadığını eczacının anlayabilmesi zaten pek mümkün değilken, bu madde e-reçeteler için bile uygulanıyor.

Hekim kontrolünde "olması gereken" bir e-reçete sahte olarak düzenlenebiliyor, bundan eczacı sorumlu tutuluyor, reçete tutarının on katı + reçetenin kendisi kadar yaptırıma uğruyor, yıl olmuş 2016 ve bu hala böyle. Gerçekten çok acayip.

Hayır bakın işin iyice saçma hale geldiği yer şurası; diyelim ki 5.3.2'den ceza aldınız. Buna ilişkin soruşturma raporunu görmek ancak dava açınca mümkün, çünkü SGK isimli kurum sizin için uygun gördüğü yüzbinlerce liralık yaptırımın dayanağını sizinle paylaşmaya tenezzül etmiyor. Davayı açıp soruşturma raporunu bir görüyorsunuz ki, meğer sizin o 5.3.2'lik reçeteler sahteymiş.

E o zaman ne oldu da kurum 5.3.10 yerine bu maddeyi uygun gördü?

*
Yani görüldüğü gibi, SGK bu konuda son derece keyfi ve tutarsız.

Müvekkillere, öğrencilere ve sunum yaptığım eczacılara hep aynı şeyi söylüyorum, bence SGK'da bu işe görevli personelin elinde bir kaşe var. Gelişine vuruyor. Nasıl olsa cezai şarta itiraz yolu ancak dava açmak, personel de adeta diyor ki "Ben ne uğraşacağım, eczacı derdini gitsin mahkemeye anlatsın, yargı uğraşsın."

SGK'ya saygısızlık etmem istemem ama başka açıklama bulamıyorum.

Bence bulunacak gibi de değil.

*
Çok sevgiler,
Av. Göksun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder